7 Nisan 2014 Pazartesi

Hayali bir dişi - Jenna



Uzun zamandır istediğim velhasıl bir türlü kafamı tamamen yenemediğim bir fikrim vardı, o fikri şu anda pozitif hale getirdim. ''Mini kitap - Hayali bir dişi - Jenna'' isminde bir hayali kahraman.

Yani demem o ki, dişi bir hayali kahraman kurgulayacağım kafamda ve onu yazacağım. Ne gizemli ama değil mi? Orasını falan bilemem de, güzel olacak gibi. Jenna'yla bakalım neler olacak millet.

2 Nisan 2014 Çarşamba

Sonra bir baktım ve dedim ki 'Shameless'

Dün canım sıkıla sıkıla ne tür abuk sabuk bir ruh haline girdiğimi farkettim, açtığım animals üzerine belgeselleri izleyerek vakit harcamayı severdim doğrusu, velhasıl kafama bir şey dank etti. Dank ederken arkadaşlarımın ''Shameless'' dizine başlamalısın, sözleri kulağıma geldi.


Öyle de yaptım, 1. sezonun 1. bölümünden başladım bakalım, nasıl ilerleyecek hiç bir fikrim yok, fakat dizideki karakterler iyi oyuncular vessalam. Ben dizi'nin 1. bölümünde diziye giriş introlarında kaldım. Dizide ki Fiona, biraz sayko tipli olsa da diziyi bu hatun götürecek sanırım, eh tabii bir de Steve var. Dizide ki Veronica'da çok free takılan hatun, latin baharından çıkmış gibi, diziye cuk diye oturmuş.

Eğlenceli bir diziye benziyor, izleyenler var mı bilmem fakat muhakkak siz de başlayın ehe.

Antartika'dan bildiriyorum; dikkat.

Hanımlar beyler, 'izleyiciler' kısmının benimle inatlaşması diye bir şey yaşıyorum. Takip etmek istediğim blogları izleyemiyorum, püf noktasını biliyorsanız lütfen söyleyiniz.

1 Nisan 2014 Salı

Sahi biz ne zaman büyüdük?



Oysa ki biz kiraz ve çilek yerken gülebiliyorduk. Tüm bu solgun günlere rağmen ne yapıp edip gülebiliyorduk küçükken. Bir şehir yapıyorduk içimizden, o şehrin en kahramanı biz oluyorduk. Patikler giyerdik, balonlar şişirir, nefesimiz yetmediği zaman 'uf be' derdik. İlkokul'a giderken, okuldan çıkıp biran önce eve varıp açardık çizgi filmlerimizi izlerdik, bugs bunny'i, tazmanya canavarını, susam sokağını. Yemeği bile, annemize ekmek arası yaptırıp sokakta yemeyi severdik, oyun oynamayı hiç bırakamazdık ki. Gülerdik daima, ara sıra ağlasak da uzun sürmezdi.

Sahi biz ne zaman büyüdük? Ne zaman geçti bu kadar seneler?